ŞİRKETLERİN BAŞARISIZ OLMASINI NASIL ÖNLEYEBİLİRİZ? Knut HAANAES
İki kavram şirketlerin başarısıyla doğrudan ilgilidir: Faydalanma ve Yenilik.
Bir ürünü satışı da devam ettiği sürece üretmek iyidir. Bu şirketler, kısa vadeli bakış açısına sahiptirler. Çünkü, şirketin en iyi yaptığı iş budur. Faydasını görmektedir. Çok hızlı ve ucuz üretmektedir. Riski yoktur. Risk, uzun vadede ortaya çıkar.
Yenilik süreci ise risklidir. Yenilik çalışmalarından sonuç alınamayabilir ve pahalıdır. Ayrıca, yenilik uzun vadeli bir bakış açısını gerektirir.
Küçük çocukla, yaşlı adam arasında ilişki kurarak anlatılanlara örnek verebiliriz: Küçük çocuklar tüm günlerini yeni şeyler öğrenmekle geçirirler. Yaşlılar ise, faydalanacak bilgileri olduğu için daha az yenilik peşindedirler. Şirketler de insanlar gibidir, yetkinleştikçe daha az yenilikçi olurlar.
Şirketler, iyi yaptıkları işten kazanıyorlarsa yenilik düşünmemekte ve zaman içerisinde çevresel bir değişikliğe uyum sağlayamayarak silinmektedirler. Facit hesap makinesi üreticisi şirket bu konuda en iyi örnektir. Dünyanın en iyi mekanik hesap makinesi üreticisiydi. Facit, üründen uzun yıllar faydalandı, ancak Japonlar elektronik hesap makinesini üretmeye başladıktan 6 ay sonra kaybettiler.
Bazı şirketler de, sürekli yenilik yaparlar, ama hep daha iyisini yapmak istediklerinden uygulamaya koymazlar. Bu durumdaki şirketler de, maliyetleri karşılayacak gelirleri olmadığından ve yenilik uzun vadeli fonlamayı gerektirdiğinden kapanırlar. Bu sorun kamu kurumlarında da görülmektedir. Eğitim, sağlık ve harcama ve benzeri reformlar 10-15 yılda hazırlanmasına rağmen uygulamaya konulmadan yenisi gündeme getirilebilmektedir.
Faydalanma ve yenilik tek başlarına uygulanmaya devam edildiğinde şirketler zarara uğramakla birlikte, bir denge içerisinde uygulandığında başarıya ulaşılmaktadır. Dengeyi kurabilen şirket oranı yüzde 2’dir. Lego’yu, Toyota’yı ve Unilever’i bu şirketlere örnek gösterebiliriz. Lego, animasyon; Toyota, hibrit otomobil; Unilever, sürdürülebilir ürünlerle başarılı olmuşlardır.
Ancak; faydalanma ve yenilik arasında denge kurmak zordur. Yöneticinin, denge kurmasına imkân vermeyecek tuzaklar bulunmaktadır. Bu tuzaklar şunlardır:
1.Sürekli araştırma tuzağı: Merak, yeni meraklara yol açar ve maliyetlidir.
2.Başarı tuzağı: Sürekli faydalanıldığından başarılı olan ürün değiştirilmez. Bil Gates diyor ki, “Başarı kötü bir öğretmendir. Başarısız olamayacağımıza dair bizi yanıltır”.
Yöneticiler bu tuzaktan kurtulmak için, devamlı yenilikçi olmak zorundadırlar. Biliyoruz ki, şirketlerin ilk yıllarında yeniliğin ağırlığı yüzde 30’lar düzeyindeyken, daha sonraki yıllarda bu oran yüzde 70’ler seviyesine yükselmektedir.
3.Yenilik, takım oyunudur. Bu yüzden, şirketler yetenekli insanları bünyelerine katmalıdırlar.
4.Başarı hakkında şüpheci olunmalıdır. Savaş kazanan generaller Roma sokaklarında ilerlerken, her zaman yanlarında bulunan refakatçiler generallerin kulağına “unutma, sadece bir insansın”, diye fısıldarlarmış.
Yöneticiler zaman zaman kendilerine şu iki soruyu yöneltmelidirler: En son ne zaman yenilik yaptım ve Başarı tuzağına düşer miyim?